30 Mayıs 2015 Cumartesi

Benim Uzak Yıldızım - Kitap Yorumu - KCBT








Orjinal Adı: These Broken Stars
Sayfa Sayısı: 519

Yayınevi: Go! Kitap

Çıkacağı duyulduğu andan itibaren herkes tarafından merakla beklenen ve kapağına âşık olduğum kitabın yorumunu girme zamanım geldi. Görselliğe çok önem verdiğimi her zaman çevreme söylemişimdir. Kapağına bakarak kitap aldığım bile çok olur. İçeriğiyle de kapağıyla da çok beğendiğim bir kitap oldu. Ben hiç spoiler vermeden tamamlayamam yorumumu. Bu yüzden biraz kızabilirsiniz ama engelleyemiyorum kendimi. :(
 Binbaşı Tarver, bir öğretmen çocuğu ve başarılarını emekleriyle kazanmış biri olarak sosyeteye katılabilmiş. Böyle sosyetik ortamlardan çok haz etmediğini anlıyoruz. Lilac ise evrenin en zengin adamının kızı. Babası yüzünden sürekli bir korumayla geziyor. Tarver, oradaki herkesten farklı olunca Lilac'ın dikkatini çekiyor elbette. Lilac'da şaşırtıcı bir şekilde üstün fizik bilgisiyle diğer kızlardan farklı olduğunu gösteriyor. Davette karşılaştıkları ilk andan birbirlerinden etkilenen bu ikili, bir gezegene düştüklerinde aralarında bir çekim olmaması zaten imkânsız olurdu.
Kitabın ilk sayfasında kısa bir diyalog var. Diyaloglar her yeni sahnenin başında farklı farklı çıkıyor karşımıza. Kurtulduktan sonra Binbaşı'nın sorgulanmasıyla ilgili hepsi. Bu yüzden kitap ne kadar akıcı olsa da mahsur kaldıkları gezegenden kurtulduklarını anlayabiliyoruz. Heyecan kaçtı diye düşünüyorsunuz şuan biliyorum. Bende böyle düşünmüştüm ama sonra aklıma Lilac geldi. Onun kurtulup kurtulmadığına dair hiçbir şey yoktu.
Sadece bilim kurgu değil fantastik öğelerde barındırıyor içinde. Lilac'ın duyduğu fısıltılar yüzünden aslında babasının aşırı koruma baskısından dolayı psikolojik sorunları olduğunu ve bu yüzden kafasında kendi kendine kurduğu bir şeyler olduğunu düşünmüştüm. Mesela Tarver ile hiç aralarında bir yakınlaşma olmamış ve kafasında onu kurtarıcısı olarak kurmuş gibi :p Hayal gücüm çok fazla tabii böyle bir şey olmadı :D (Bu cümle spoiler içerebilir okumak istemezseniz geçin.) Ama ileride Lilac'ın babası yüzünden sorunlar yaşayacaklarını anlamıştım.
Çok şaşıracağınız ve beklemeyeceğiniz şeyler bekliyor sizi. Oldukça akıcı bir kitaptı ve ben seve seve okudum. Sonunda "Böyle bitemez!" diyeceksiniz. Ben dedim ve hatta serinin ikinci kitabının Tarver ve Lilac'ı içermediğini duyduğumda yıkıldım. Ama güzel haber çok geç olmadan geldi ve ikinci kitapta çiftimizin de olacağını öğrendim.
 Go! Kitap'ın başarı çıtası gözümde sürekli artıyor. Kitapların orjinal kapağıyla basılması ayrı hoşuma gidiyor. Üstelik fiyatları da çok uygun. Böyle bir yayınevini sevmemek mümkün değil. :D
Daha fazla uzatmadan bitiriyorum yorumumu. Benden bu kitaba 4 puan. Peki, neden 5 değil diyecekseniz eğer çok çok etkilendiğim kitaplara sadece 5 verebiliyorum. Çok beğendim ama bana göre bu kitaba puan olarak dört daha uygun geldi. Blog turu çekilişlerimize katılmak isterseniz aşağıdaki sosyal medya isimlerine tıklamanız yeterli. :) Bir sonraki kitap yorumumda ve blog turunda görüşmek üzere. <3




İNSTAGRAM ÇEKİLİŞİ 

Rafflecopter çekilişi hemen aşağıda.

26 Mayıs 2015 Salı

Benim Uzak Yıldızım - Ön Okuma

Herkese merhaba! Ben yeni canavar Gözde. 19 yaşındayım. 
Kitap Canavarları'yla olan ilk turum, çok heyecanlıyım ve oldukça memnunum. :)
Çok uzatmadan ön okumayı sizinle paylaşıyorum. Keyifli okumalar. :)

ÖN OKUMA





Ön okumadan sonra Facebook çekilişinin yanında şansınızı arttırmak için Rafflecopter çekilişine katılmak isterseniz aşağıdan ulaşabilirsiniz. :)

a Rafflecopter giveaway



Katkılarından dolayı Go! Kitap'a çok teşekkürler. :)

8 Mayıs 2015 Cuma

BENİM UZAK YILDIZIM - Kitap Tanıtımı





Orjinal Adı: THESE BROKEN STARS 


Türkçe Versiyonu : BENİM UZAK YILDIZIM 



Yazar :  Amie Kaufman & Meagan Spooner

Yayınevi : GO!

Türü : Roman

Sayfa Sayısı : 
520




O GECENİN, DEVASA UZAY GEMİSİ İKARUS'TAKİ DİĞER GECELERDEN HİÇBİR FARKI YOKTUR. Ta ki o büyük felaket gerçekleşene ve İkarus yakınlardaki bir gezegene düşene dek. Elli bin yolcu kapasiteli gemiden yalnızca iki kişi kurtulmuştur: Evrenin en zengin adamının kızı Lilac LaRoux ve genç bir savaş kahramanı olan Binbaşı Tarver Merendsen.

Binbaşı Merendsen, Lilac gibi kızların insanın başına beladan başka bir şey getirmediklerini uzun zaman önce öğrenmiştir. Lilac da, Tarver’ın kendi iyiliği için, onu kendisinden uzak tutması gerektiğinin farkındadır. Ama ıssızlığın ortasında hayatta kalabilmek için birbirlerine ihtiyaçları vardır. Açlık, soğuk ve vahşi hayvanlara bir de Lilac’ın duyduğu fısıltılar eklenince birbirlerine güvenmekten başka çareleri kalmaz. Ne var ki çok geçmeden, onları birbirlerinin kollarına iten bu trajediden büyük bir aşk doğar. Artık kurtulup kendi gezegenlerinde bir ömür ayrı kalmaktansa düştükleri bu ıssız gezegende birlikte olmayı tercih ederler.
Ama her adımda onları takip eden gizemli fısıltıların ardındaki gerçeği öğrenmeleriyle her şey bir anda değişir. Lilac ile Tarver o gezegenden ayrılsalar bile artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Nefes kesen bilim kurgu üçlemesinin ilk kitabı, Benim Uzak Yıldızım, zaman ve mekân tanımayan sonsuz bir aşkın hikâyesi…






Orjinal isim:
 Can You Keep a Secret? 

Tür: Romantik
Sayfa Sayısı: 440
Yayınevi: Artemis

Şişşşt! Sakın kimse duymasın!

** TANITIM **


Annemden sakladığım sırlar 
Bekaretimi annemle babam alt katta Ben Hur izlerken, misafir yatak odasında Danny Nussbauma bahşettim. 

Erkek arkadaşımdan sakladıklarım,
Kırk bedenim. Connor'ın sandığı gibi otuz altı değil.
Ayrıca Connor'ın gereğinden fazla yakışıklı olduğunu düşünüyorum. Kendisini hep Kene benzetmişimdir. 
Hani şu Barbie ve Kendeki Kene.

İş arkadaşlarımdan sakladıklarım,
İş arkadaşım Artemis beni cidden sinir ettiğinde, yani hemen hemen her gün, masasındaki saksı çiçeğini portakal suyumla besliyorum. Fotokopi makinesini de bozan bendim. İşin aslı, bozulan ne varsa marifet benim! 
Hiç kimseyle paylaşmayacağım sırlar… 
Tanga popomu ısırıyor. CVmdeki matematik notum gerçeği yansıtmıyor. 
NATOnun açılımını bilmiyorum. Hatta ne işe yaradığını da! 
Bunlar benim sırlarımdı. Ta ki hepsini uçakta bir yabancıya yumurtlayana kadar. En azından o sırada yabancı olduğunu sanıyordum!




** YORUM **



İlk yorumuma neşeli bir kitap ile başlamak istediğimde aklıma gelen ilk yazar Sophie Kinsella'di. Kitap seçerken kapak konusunda çok titiz davrandığım oluyor. Yazımı kadar, kapak seçimleri de oldukça başarılı. Elime aldığımda okumadan içimi kıpır kıpır yapan süslü kapağı, içindeki renkli sayfası, yazarın kendini anlattığı keyifli açıklama kısmı ve arka kapakta, yüzümü güldüren sakladığı sırları yazması... Gerçekten insanları çeken bir kitap.



Her şey korkusu olmasına rağmen uçağa binen Emma'nın, türbülansa giren uçakta yanındaki yabancıya korkuyla sığınıp tüm sırlarını anlatmasıyla başlıyor. Kitaptaki her karakteri çok sevdim. Emma kesinlikle içimizden biri. Romantik komedi okurken insanların içten olması benim için önemli. Anlattığı komik sırların ardından bir daha o adamı göreceğini ummazken hiç beklemediği bir anda uçaktaki yabancıyla karşılaşması kitabı daha komik bir hale getiriyor. 



Kitabın başlangıcında ve arka kapakta saydığı sırları okuduğumda çok komik bulmuştum. Daha ilk sayfasından, cümlelerinden keyif almış olmam, romantik komedi, çik-lit dediğimiz diğer okuduğum kitaplardan bir adım ileride tutmamı sağlıyor bu kitabı. Aile sorunları olduğu sayfaları bile yüzümde bir gülümsemeyle okudum. Zaten ben karakterlerin komik ve sorunlu aile üyelerini okumayı çok severim.



Erkek karakter Jack içinde bir şeyler söylemem gerekirse biraz sönük kaldığını düşünüyorum. Uçak sahnesinde sırlarını anlattığı andan beri sürekli bu sırları Emma'nın yüzüne vurabilecek, baş belası bir erkek bekliyordum. Belki de kendimi böyle olacağına çok inandırdığım için biraz, çok az hayalkırıklığı yaşadım. Ama benim için biraz fazla romantik bir erkek oldu. 



Bu kitaba puanım 4!